Sağ üst karın ağrısını asla hafife almayın

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Veysel Ersan: Mide Problemini Hafife Almayın!

Doç. Dr. Veysel Ersan, halk arasında sıkça duyulan ‘mide problemi, gaz, safra taşı var ama idare ediyorum’ gibi yaklaşımların aslında büyük sorunlara yol açabileceği konusunda uyardı.

Doç. Dr. Ersan, “Karaciğer yağlanması, safra kesesi taşları, safra yolu tıkanıklıkları, hatta karaciğer tümörleri gibi birçok hastalık, başlangıçta hafif belirtilerle ortaya çıkar. Hastalar genellikle bu şikayetleri önemsemez ve tedavi için geç kalmış olabilirler. Erken dönemde teşhis edilen bir safra kesesi taşı bile basit bir ameliyatla çözülebilirken, ertelendiğinde ciddi sorunlara yol açabilir” şeklinde konuştu.

Karaciğer, vücudun en dayanıklı ancak aynı zamanda en sessiz organlarından biridir. Karaciğer, hastalığı belirti vermeden uzun süre çalışmaya devam edebilir. Fakat bir noktadan sonra geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabilir. Bu nedenle özellikle karaciğer hastalıklarının erken teşhisi büyük önem taşır. Bazen sadece bir kan testi bile hayat kurtarıcı olabilir” dedi.

‘Basit Bir Ultrason Bile Hayat Kurtarabilir’

Karın sağ üst bölgesinde hissedilen ağrı, yemek sonrası mide bulantısı, kronik hazımsızlık, ani kilo kaybı, ciltte sararma gibi belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden doktora gitmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Ersan, “Birçok kişi yıllarca bu belirtilerle yaşayıp durumu normalleştiriyor. Ancak sadece basit bir ultrason ya da kan testiyle ciddi bir karaciğer veya safra sistemi sorununun erken teşhis edilebileceğini bilmekte yarar var. Erken teşhis, tedavinin başarısını artırabilir. Karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, erken teşhis edilirse tedavi edilebilir ancak ihmal edilirse hayati risk taşıyan durumlara neden olabilir. Belirtiler ne kadar hafif olursa olsun ciddiye alın ve sağlık kontrollerinizi aksatmayın” diye konuştu.

Related Posts

Canan Karatay önerdi… İşte ekmek yerine tüketilmesi gereken tek besin

Prof. Dr. Canan Karatay, ekmek tüketimine sert çıkıp kahvaltıda ekmek yerine “Maraş cevizi” önerdi. Ancak bu öneri sosyal medyada hem destek hem de tepki gördü.

İnce bağırsakta bakteri üremesi: SIBO!

Karnınızda su kabarcığı gibi sesler mi var? Sürekli gaz, şişkinlik, ishal-kabız döngüsü, mide yanması ve “sanki taş oturmuş gibi” bir his mi yaşıyorsunuz? Sorun kalın bağırsakta değil, ince bağırsakta bakteri üremesi olabilir. SIBO adı verilen bu tablo, yıllarca fark edilmeden ilerleyebiliyor. Şişkinlikten depresyona, sivilceden yorgunluğa kadar çok sayıda belirtiye neden olan bu sessiz düşman testle teşhis edilebiliyor.

Bağırsağın ruh hali: Depresyon mu, flora mı?

Aniden çöken moral, açıklanamayan kaygılar, sebepsiz huzursuzluk… Bunların hepsi psikolojik olabilir ama kaynağı psikolojiniz değil; bağırsaklarınızdaki sessiz değişim olabilir. Serotoninin %90’ı beyinde değil bağırsakta üretilir. Depresyon, anksiyete ve hafıza sorunlarında bağırsak-beyin hattı giderek daha çok konuşuluyor. Ve evet: Probiyotik bazen antidepresandan güçlü olabilir.

Hipertansiyon hastalarına yaz aylarında sağlıklı yaşam uyarısı

Sabri Ülker Vakfı’nın Bilim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel, “Yaz sıcakları, hipertansiyon hastaları için ciddi bir risk oluşturuyor. Artan hava sıcaklıklarıyla birlikte vücutta sıvı ve tuz kaybı yaşanıyor; bu durum kan basıncında dalgalanmalara neden olabiliyor. Özellikle yeterli su içilmemesi ve bilinçsiz tuz tüketimi, hipertansiyon kontrolünü güçleştiriyor” dedi.

Karpuzda gizlenen tehlike! Göz göre göre zehirleniyoruz

Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuz, serinletici tadıyla sofraların yıldızı. Ancak uzmanlar, yanlış tüketim alışkanlıklarının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. İşte dikkat etmeniz gereken o hijyen kuralları…

Ebelik yeniden gözde meslek oldu

Ebelik sanki geçmişte kalmış bir meslek gibi algılanıyor. Oysa rakamlar ve gelişmeler geçmişin değil, geleceğin mesleği olduğunu gösteriyor. Yeni düzenlemeye göre, ebeler kendi iş yerlerini açarak, hamilelikten doğuma kadar anne adaylarına tüm aşamalarda hizmet verebiliyor. Prof. Dr. Yurdanur Dikmen “Ebelerin yetkileri çok genişletildi. Türkiye’de son 5 yılda üniversitelerde yeni ebelik bölümleri açılıyor ve bu bölümlerdeki doluluk oranları yüzde 100’ü buluyor” dedi.